Yüz Dolgusu tedavisi için Adana'da Uzm. Dr. Pınar Bozkurt dermatoloji kliniğinden randevu alabilirsiniz.
Hyalüronik asit aslında vücudumuzda bulunan cildimize asıl sıkılığı veren kollajenin yapı taşını oluşturmaktadır. Yaşlanmayla beraber kollajen desteği azalır veya kollajen kalitesi düşer sonuç olarak nasolabial fold dediğimiz yanak çizgilerinde, marionette line dediğimiz ağız köşesi çizgilerinde belirginleşme oluşur bununla beraber göz altı oluklarımız belirginleşir, çene hattımızda yer yer sarkıklıklar görülür ve elmacık kemiği bölgesinde çöküklükler hatta bazen çift seviye veren derin oluklar oluşur. Bu süreçlerin tekrar geriye alınması hyalüronik asit içerikli dolgularla mümkündür. Mevcut olması gerektiği yapıyı tekrar yerine koymayı amaçlayan dolgu uygulamasıyla yüzünüzü şişirme veya dolgunlaştırma değil tam aksine olması gerektiği gibi gözükme geçişleri yumuşatma daha genç ve canlı gözükmenizi sağlama amaçlanmaktadır.
Bu amaçla üretilen dolgu ürünleri sertliğine, çapraz bağ içeriğine ve içerdiği ekstra cilt desteği içeriklerine göre ayırmak mümkündür. Botulinum toksin uygulamasında kas aktivasyonu blokajıyla kırışıklıkları azaltma amaçlanırken, dolgu uygulamalarına gelindiğinde kırışıklıkların oluştuğu yerde destek görevi gören hyalüronik asit enjeksiyonuyla kırışıklıkların giderilmesi amaçlanmaktadır.
Hyalüronik asit mekanizma olarak verildiği yerde suya bağlanır ve volüm kazanarak bölgenin daha nemli ve canlı kalmasını sağlar. Bunun yanı sıra hücre yenilenmesinde de önemli rol alır. Hyalüronik asit dolgu uygulamasının en büyük avantaklarından birisi de istenmeyen durumlarda hyalüronidaz denilen enzimle hızlıca ve kısa sürede eritilebilmesidir.
Hyalüronik asit dolgular birçok alanda uygulanabilmektedir. Bunlardan en sık kullanım alanları şunlardır:
Kaş arası (Glabellar) çizgilere dolgu uygulanır mı?
Kaş arası çizgileri ideal olarak botulinum toksin uygulamasıyla giderilir. Ancak botulinum toksin ile yumuşamayan çok derin çizgilenmeleri yoketmek için dolgu uygulaması gerekmektedir. Uygulamayı orta sertlikte dolgu ürünlerini çok yüzeyel bir şekilde uygulamayla yapmak gerekmektedir. Anatomik olarak kaş arası dediğimiz glabellar bölge damar ve sinir ağından çok zengin olduğu için uygulama bu alanda profesyonel kişiler tarafından yapılmaz ise damar içi enjeksiyon ve buna bağlı gelişecek komplikasyonlar kaçınılmaz olabilmektedir. Botulinum toksin ile uygulama yapılması halinde etki 2 yıla kadar devam edebilmektedir. Uygulama sonrası ilk üç gün hafif bir şişlik olmakla beraber dolgunun cilt üzerindeki kırıcı etkisi 2 haftada iyice belirgenleşmektedir.
Alın çizgilenmeleri için dolgu uygulaması
Kaş arası çizgilerde olduğu gibi alın çizgileri için de ideal yöntem botulinum toksin uygulamasıdır. Botulinum toksin uygulamasına rağmen geçmeyen çok derin çizgilenmelerin yumuşatılması amacıyla orta sertlikte hyalüronik asit dolgu uygulanabilmektedir. Bu uygulamada dikkat edilmesi gereken şey uygulamanın yine yüzeyel yapılması ve damarsal anatomi çerçevesinde mutlaka bu alanda uzman hekimlerle yapılmasıdır. Yanlış bir alana uygulama yine damar içi enjeksiyon riskini ortaya çıkarabilmektedir. Bunu azaltmak amacıyla klinik pratiğimde alın dolgusu uygulamasında özellikle kanül dediğimiz ucu künt yani iğne gibi sivri olmayan materyallerle uygulamayı tercih etmekteyim.
Göz altı (Tear Trough) ışık dolgusu uygulaması
Göz altı ışık dolgusu diğer dolgu ürünlerine göre özel olarak üretilmiş çok ince yapıda ve içinde göz altına parlaklık verecek çeşitli aminoasit ve vitaminlerle zenginleştirilmiş bir dolgu ürünüdür. Bu dolguyu uygularken özellikle morluk görülmemesi ve damar içi enjeksiyondan kaçınılması için kanülle uygulamayı tercih etmekteyim. Genellikle tek noktadan girip göz altı oluğunuzdaki hat kas altı derin planda ve kas üstü yüzeyel planda iki tabaka halinde doldurularak sandwich etkisiyle dokularınızın stabilizasyonu arttırılır ve özellikle alt göz kapağı dış kısmına yapılan derin dokudaki destekle de burdaki çöküklük giderilir. Etki ilk anda görülmekle beraber özellikle göz altındaki yenileyici etkinin belirginleşmesi için birkaç hafta beklemek gerekmektedir. Bu uygulama sonrası özellikle ilk 3 gün hafifde olsa göz altında ödem görülebilmekte genellikle 3. günden sonra bu şişlik hızlıca azalmaktadır. Göz altı ışık dolgusunun etkinliği ortalama 1 yıl bazen daha uzun sürmekte ve bu dolguyla birlikte bize yorgun, üzgün görünüm veren ifade ortadan kaldırılabilmektedir.
Göz çevresi (Kaz ayakları) çizgilenmeleri için dolgu uygulaması
Botulinum toksin ile bazen açılmayan özellikle çok ileri yaşta botulinum toksine başlamış hastalarda bu ince çizgilenmeleri açmak için dolgu uygulaması gerekebilmektedir. Bu amaçla özellikle ince yapıda çok yüzeyel yapılan hyalüronik asit uygulamasıyla bu kırışıklıkların yumuşatılması hatta tamamen kaybolması mümkün olmaktadır.
Nasolabial fold dolgu uygulaması
Nasolabial fold ağız köşesi burun kenarı birleşim hattını tanımlayan ve normalde olması gereken oluklardır. Nasolabial fold kişiden kişiye farklı derinlikte, uzunlukta ve genişlikte olabilmektedir. Genel değerlendirmede ise 2 yaşındaki bir çocuğa bile baktığımızda güldüklerinde veya sabit durduklarında bu oluğun belirginleştiğini görebilmekteyiz. Yani bu bölge dolgu uygulamalarında amaç bu oluğu tamamen yok etmek değil güldüğümüzde veya mimik yaptığımızda daha genç zamanlarımızda olduğu gibi daha yumuşak geçişe sahip olmasını sağlamaktır. Bunun aksine yapılan çok aşırı dolgu uygulamaları özellikle güldüğümüzde yanak kenarlarında belirginleşen sosis benzerinde dolgu görünümüne yol açabilir ve bu doğallıktan çok uzak bir görünümdür. Uygulama dolgu iğneleri yardımıyla point by point dediğimiz noktasal birçok hatta yapılabildiği gibi kanüller yardımıyla tek noktadan boylu boyunca da yapılabilmektedir. Bu kararı vermede hastanın mevcut anatomisi önem taşımaktadır. Çok derin çekintilere sahip hastalarda kanül uygulamasını tercih ederken daha yüzeyel kırışıklıkları olan hastalarda iğneyle uygulamayı tercih etmekteyim.
Elmacık kemiği (Malar bölge) dolgu uygulamaları
Bu uygulama cerrahi olmayan işlemlerden özellikle dolgu ile facelift yani yüz germe etkisini yaratabilme açısından en sık kullandığımız yöntemlerden birisidir. Birkaç destek noktaya kemik üstüne yapılan sert dolgularla derin uygulamalar zamanla aşağı sarkmış olan ve nasolabial foldun belirginleşmesini sağlayan yağ yastıkçıklarını yukarı yani tekrar eski yerine taşıyarak ameliyatsız yüz germe etkisi oluşturabilmektedir. Bu etkiyi uygulama sırasında anında farkedebildiğimiz gibi özellikle hyalüronik asitin su tutucu etkisiyle birkaç haftada daha da belirginleşmektedir. Bu sayede çökük olan elmacık kemiği hattımız belirginleştirilebildiği gibi yer çekiminin etkisiyle zamanla aşağı yerdeğiştirmiş yapılar da tekrar eski yerine alınabilmektedir. Uygulama sonrası özellikle ilk hafta uygulanan hatta baskı yapılmasından ve ilk üç gün yüze sıcak su uygulamasından kaçınılması daha iyi sonuç alabilmek için önemlidir.
Marionette çizgilerine dolgu uygulaması
Mariınette çizgileri ağız köşesiyle çene arasındaki olukları tarif etmekte olup özellikle yaşlanma ve yer çekiminin etkisiyle belirginleşir. Bu belirginleşmeyle birlikte ağız köşeleri aşağıya doğru döner ve bize mutsuz yüz görünümü verir. Orta sertlikte hyalüronik asit dolgu uygulamsıyla bu hat yumuşatılır ve aşağıya doğru dönmüş olan ağız köşeleri tam aksi yönde yukarı doğru taşınarak gülen yüz görünümü hastalara verilmeye çalışılır. Uygulamadan hemen sonra etki görülebildiği gibi ilk iki hafta etki gittikçe belirginleşir.
Çene hattı (Jawline) ve Çene ucuna dolgu uygulamaları
Yer çekiminin etkisiyle çene hattımız aşağı doğru sarkar ve istemediğimiz bir görünüme yol açar. Çene kontürünü belirginleştirerek altın oranlar içerisinde üçgen bir yüz görünümü elde etmek mümkün olmaktadır. Bu uygulama sırasında veya bu uygulamadan bağımsız olarak yapısal olarak çene ucu gerideyse hyalüronik asit uygulamasıyla çene ucu ileriye alınabilir ve üçgen yüz görünümü daha iyi elde edebiliriz. Dolgu uygulamasıyla çene ucunu ileriye aldığımızda bize sağladığı ek avantajlardan birisi de gıdı bölgemizde sarkıklık mevcutsa bunun da hafiflemesini sağlayacaktır. Çene hattı ve çene ucu dolgularını mümkün olduğunda derine yapmak ve damar sinir ağından zengin bu bölgede olası damar yaralanmalarının önüne geçmek için mutlaka uzman hekimlerce uygulamanın yapılması gerekmektedir.
Dudak dolgusu uygulaması
Dudak dolgusu uygulaması istenen dudağın şekline, mevcut dudağın hacmine ve uygulayacağımız miktara göre değişmekte olup ilk muayne sırasında beklentiler doğrultusunda bu isteklerin karşılanması amacıyla uygulama kanül ve iğneler yardımıyla yapılmaktadır. Uygulama öncesi dudaklarınız özel kremlerle uyuşturulmakta istek halinde ise sinir bloğu dediğimiz işlem ile dudağınıza tamamen anestezi uygulanabilmektedir. İdeal bir dudak görünümünde üst ve alt dudak aynı hacimde olmalı veya alt dudak bir miktar daha hacimli olmalıdır. Genel dudak yapılarında da gördüğümüz bu durumu dengelemek için dolgu uygulamalarında uyguladığımız dolgunun çoğunluğunu üst dudağa yapmayı tercih ederken alt dudak uygulamasında da orta hattan kaçınıp alt dudağın lateral dediğimiz dış kısımlarına hacim vermeyi amaçlamaktayız. Üst dudakta ise istenen şekle göre hareket edip orta hatta çok fazla dolgu yapmadan kaçınarak genellikle bunun dışında kalan alanları şekillendirerek hareket edilmektedir. Yüzümüzü ortadan ikiye ayırıp sağ ve sol olarak düşündüğümüzde yüzümüzde olduğu gibi dudaklarımızın da sağ ve sol yarımı bir birine eşit olmamaktadır. Bunu dengelemek için dudak dolgusu uygulamasını bazen asimetrik yani bir tarafa fazla bir tarafa daha az vererek yapabilmekteyiz. Bu uygulamaya rağmen özellikle dudak dolgusunun tam oturduğu 2. haftada belirgin asimetrik dudaklarda tekrar rütuş yapmak gerekebilmektedir. Dudak dolgusu uygulaması sonrası özellikle ilk 3 gün dudaklarda ödeme bağlı şişlik olabilmekte sonrasında ise hızla bu şişlik azalmaktadır. Dudak dolgusu uygulaması sırasında da bu ödemi gördüğümüz için temel olarak uygulamada elde ettiğimiz hacmin %10’u 3. günden sonra gitmektedir. Bu durum dolgunun erimesi değil uygulama sırasında oluşan ödemin gitmesi sebebiyle oluşmaktadır. Dolgu uygulamasını genel olarak 2 tüp şeklinde önersem de kademeli olarak araya bir kaç ay koyup ilk tüp uygulaması sonrası 2. tüpü yapmakta iyi bir seçenek olabilmekte. Hastalara iki tüp önerme sebebim özellikle çok ince dudak yapısına sahip hastalarımda belirgin bir dolgunluk sağlamak için tek tüpün yetersiz kalmasından kaynaklanmaktadır. Ancak dudaklarınız zaten yeterli bir hacme sahipse tek tüp uygulama da tek başına dramatik değişiklikler verebilmektedir. Uygulama sonrası dolgunun etkinliği ortalama 8-10 ay sürmekte bu dönem arasında ufak takviyelerle dolgunun kalıcılığı daha da arttırılabilmektedir. Dolgu kendiliğinden eridikten sonra ortalama %10’luk bir kısmı rezidü olarak kalmakta bu da tekrarlayan uygulamalarda daha iyi ve daha kalıcı bir hacme kavuşmamızı sağlamaktadır.
Burun dolgusu uygulaması
Hyalüronik asit dolgular ile burundaki kemer görünümden anında kurtulabilir aynı zamanda burun ucunuzu da belli bir oranda kaldırabilmekteyiz. Uygulama lokal anestezik krem altında orta hatta yapılmaktadır ve anında etki görülmektedir. Ortalama 2. hafta bu etki özellike burun ucunda bir miktar azalabilmekte ve burun ucuna yaptığımız tekrar uygulamayla yaklaşık 10-12 aylık kalıcı bir etki elde edilebilmektedir. Burun dolgusu yaptıracak hastaların bilmesi gereken önemli şeylerden birisi de hastalar ameliyat düşünüyorlar ise burun dolgusu ile ameliyat arasına ortalama 1 yıl yani dolgu eriyene kadar süre koymalarıdır. Çünkü burun dolgusu varken yapılacak rinoplasti işlemi dolgu erimesiyle birlikte elde edilecek sonucu değiştirmekte ve istemediğimiz bir sonuca yol açabilmektedir. Burun dolgusu amacıyla kullandığımız hyalüronik asit dolgular sert dolgu özelliğinde olmalı ve orta hat dışına yapılmamalıdır. Daha önce geçirilmiş rinoplasti öyküsü olan hastalarda çok ihtiyaç yok ise burun dolgusundan kaçınılmalıdır. Rinoplasti sonrası bölgesel uygulamalar ise rinoplasti konusunda uzman bir hekim tarafından yapılabilmektedir.
El gençleştirme amacıyla dolgu uygulaması
Yaşlanmayla birlikte vücudumuzda hacim kaybeden, deri elastisitesini hızlıca kaybeden bölgelerin başında el dorsumu dediğimiz el sırtı gelmektedir. Bu bölgeye yaptığımız cilt gençleştirici ve yenileyici özelliğe sahip vitamin ve aminoasitlerden zenginleştirilmiş hyalüronik asit dolgular ile eldeki bu yaşlanma görünümü geriye alınabilmektedir.